Arılarda Sonbahar Bakımı
Arılarda güz bakımı nasıl yapılır? En ideal sonbahar bakımı için bir arıcı neler yapmalı? Kışa sağlıklı girmek için güz mevsiminde yapılacak çalışmalar? Tüm bu soruların cevabını makalemizde bulabilirsiniz
Arıların kışı kayıpsız atlatması ve ilkbahara güçlü, sağlıklı bir şekilde çıkabilmesi için sonbahar bakımı hayati önem taşır. Tecrübeli arıcılar bunu çok iyi bilir; bu yüzden güz dönemine ayrı bir özen gösterirler.
Sonbahar, bölgeden bölgeye farklılık gösterse de genellikle bal sağımının ardından başlayıp havalar iyice soğuyana kadar süren bir geçiş dönemidir. Bu zaman dilimi, arıcılık sezonunun adeta son düzlükleridir. İşte tam da bu yüzden, yapılacak her doğru müdahale arılarınızın sağlığına sağlık katar.
Peki, bu dönemde arıcı olarak neler yapmalıyız? Arıya hiç dokunmazsak ne olur? Güz bakımı nasıl yapılırsa en iyi sonucu verir?
Gelin şimdi bu soruların cevaplarını tek tek gözden geçirelim:
Güz Dönemi Arı Bakımı: Kışa Hazırlığın Kalbi Bu Dönemde Atar
Bal sağımının tamamlanmasıyla birlikte başlayan ve yaklaşık üç ay süren sonbahar dönemi, arıların kışa hazırlanmasında kritik bir süreçtir. Bu dönemde yapılacak doğru uygulamalar, baharda sizi güçlü kolonilerle ödüllendirir.
1. Kovanda Yeterli Bal Stoğu Bırakın
Bal hasadı yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, arılarınızın kış boyunca tüketeceği bal miktarını göz önünde bulundurmak olmalı. Ortalama 10 çerçeveli bir koloni için 20 kilograma yakın bal stoku, soğuk bir kışı sorunsuz geçirmesi için yeterli olur.
Ancak unutmayın; kış mevsimi sıcak geçen bölgelerde arılar daha hareketli olacağı için bal tüketimi de artar. Bu nedenle bu bölgelerde arıların bal stoğu düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerekirse şurup ya da kek gibi takviyelerle desteklenmelidir.
Öte yandan, bazı kolonilerde ihtiyaçtan fazla bal olabilir. Böyle bir durumda, bu fazla balları çekmek yerinde bir karar olur. Fazla ballar erken ilkbaharda, besin yetersizliği yaşayan zayıf kolonilere destek olarak verilebilir.

2. Varroa ile Zamanında Mücadele Edin
Arıcılıkla uğraşan herkesin adını sıkça duyduğu, belki de en çok mücadele ettiği sorunlardan biri: Varroa destructor. Ne yazık ki bu parazit, sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanındaki arıcıların korkulu rüyası olmaya devam ediyor.
Bu nedenle bal sağım işlemi biter bitmez, hiç vakit kaybetmeden varroa mücadelesine başlamak şart. Güz döneminde yapılan etkili bir varroa kontrolü, hem mevcut nesil arıların sağlıklı kalmasını sağlar hem de kış arılarının güçlü doğmasını destekler.
Unutmayın, zayıf düşen bir koloni kışı atlatamaz. Güçlü kış arıları ise ancak parazitsiz ve sağlıklı bir ortamda yetişebilir. Varroa mücadelesi hakkında detaylı bilgi için ilgili kaynaklara başvurmanızı tavsiye ederiz.

3. Arılarınızı Şurup ile Destekleyin
Kışa güçlü bir koloniyle girmek istiyorsanız, özellikle sonbaharda genç işçi arıların sayısını artırmanız büyük önem taşır. Genç arılar, hem kış boyunca salkımı oluşturan asıl iş gücünü oluşturur hem de ilkbaharda gelişimin lokomotifi olurlar.
Bu nedenle bal sağımından sonra, hava sıcaklığı elverişli olduğu sürece arılara azar azar şurup vermek oldukça faydalıdır. Bu uygulama, ana arının yumurtlamasını teşvik eder ve kovan içindeki genç nüfusu artırır.
Peki şurup nasıl verilmeli? Sonbaharda şurubu poşetle vermek, hem arıların yavaş yavaş tüketmesini sağlar hem de yağmacılığın önüne geçer. Poşet sistemi, dışarıdan koku yaymadığı için diğer arıların dikkatini çekmez; böylece kolonide huzur korunur.
Unutmayın, güçlü kış arıları güçlü bir ilkbaharın habercisidir!

4. Kovanda Kek Bulundurmayı İhmal Etmeyin
Bal hasadının ardından, koloninin ihtiyacına göre sadece sıvı şurup değil, katı besin takviyesi de büyük önem taşır. Bu noktada arı keki ya da fondan şeker kullanmak, hem koloninin enerji ihtiyacını karşılar hem de ana arının yumurtlamasını destekler.
Arı keki, kovan içinde uzun süre bozulmadan kalabildiği için özellikle geceleri serinleyen ve yağmurlu geçen güz günlerinde büyük avantaj sağlar. Ana arı, sürekli bir besin kaynağına ulaşabildiğinde yumurtlamaya daha istekli olur; bu da genç arı sayısının artması anlamına gelir.
Fondan şeker de benzer şekilde koloniyi destekleyen etkili bir takviyedir. Özellikle bal stoğu az olan veya gelişimi zayıf kolonilere mutlaka verilmelidir.
Kısacası, güz döneminde kovanda kek bulundurmak, koloninizin hem bugünü hem de yarını için atılmış güçlü bir adımdır.

5. Arılarınızı Bölme Tahtasıyla Sıkıştırarak Destekleyin
Güz mevsimiyle birlikte havalar serinlemeye başlar ve kovan içi sıcaklığı arılar için hayati bir mesele haline gelir. Bu yüzden koloniyi mevcut gücüne göre sıkıştırmak, yani bölme tahtasıyla daraltmak son derece önemlidir.
Kovanda gereksiz boşluk bırakmak, hem ısı kaybına hem de enerji israfına neden olur. Oysa ki bölme tahtasıyla arıları sıkıştırmak, içerideki sıcaklığın korunmasına yardımcı olur. Bu durum, arıların hastalıklara karşı daha dirençli olmasını sağladığı gibi, ana arının yumurtlama isteğini de artırır.
Unutmayın, boş çerçeveler kovan içinde yalnızca yük olur. Bu nedenle ihtiyaç dışı çerçeveleri kovandan almak, koloniyi daha verimli bir düzene sokmak açısından önemlidir. Ne kadar sıkı, o kadar sağlıklı!

6. Yaşlı ve Güçsüz Ana Arıları Değiştirmeyi Unutmayın
Bal hasadının ardından yapılması gereken en stratejik hamlelerden biri de ana arının durumunu gözden geçirmektir. Eğer koloninizdeki ana arı yaşlıysa, yumurtlama performansı düşükse ya da sezonda zayıf bir gelişim göstermişse, onu yenisiyle değiştirme zamanı gelmiş demektir.
Kışa genç ve güçlü bir ana arıyla girmek, sadece o dönemi sağlıklı atlatmakla kalmaz, aynı zamanda ilkbahar sezonuna güçlü bir başlangıç yapmanın da anahtarıdır. Unutmayın ki ana arı koloninin kalbidir; onun performansı, tüm koloninin geleceğini belirler.
Tecrübeli arıcılar bu gerçeği çok iyi bilir ve sezon sonunda mutlaka ana arı kontrollerini yaparak gerekiyorsa değişikliğe gider. Genç ana arılar daha fazla yumurtlar, koloniyi daha hızlı geliştirir ve sezona dinç bir başlangıç sağlar.

7. Arı Hastalıklarına Karşı Bilgili ve Hazırlıklı Olun
Sonbaharla birlikte doğadaki nektar ve polen kaynakları azalır, bu da kolonilerin doğal besin dengesini bozar ve güç kaybına yol açar. Zayıflayan koloniler, ne yazık ki hastalıklar karşısında daha savunmasız hale gelir. İşte bu yüzden, başarılı bir arıcının sadece bakım değil, aynı zamanda hastalık yönetimi konusunda da bilgili olması şarttır.
Nosema, Amerikan yavru çürüklüğü, kireç hastalığı gibi çeşitli arı hastalıkları, özellikle bu dönemde daha sık ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda zamanında müdahale hayati önem taşır.
Arıcılıkla uğraşan herkes, temel hastalık belirtilerini tanımayı öğrenmeli ve gerektiğinde tecrübeli arıcılardan veya uzmanlardan destek almalıdır. Erken teşhis ve doğru tedavi sayesinde koloniler korunur, kayıpların önüne geçilir.
Detaylı bilgi için ilgili sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

8. Güz Döneminde Bölünen Kolonilere Mutlaka Döllenmiş Ana Arı Verin
Her ne kadar sonbahar, arı bölmek için ideal bir dönem olmasa da bazı arıcılar bu dönemde koloni çoğaltma yoluna gidebilir. Özellikle bir sonraki sezon arı satışı yaparak gelir elde etmeyi planlayan arıcılar, bal hasadından sonra arılarını bölmeyi tercih edebiliyor.
Ancak burada çok önemli bir detayı gözden kaçırmamak gerekiyor: Eğer güz mevsiminde arı bölünecekse, mutlaka bölünen ve anasız kalan koloniye döllenmiş bir ana arı verilmelidir. Aksi halde, koloninin kendi ana arısını yetiştirip yumurtlamaya geçmesi bir aydan fazla sürebilir. Bu da hem zaman kaybına hem de koloninin zayıf düşmesine neden olur.
Döllenmiş ana arı sayesinde hem zamandan kazanılır hem de koloni kısa sürede düzenini kurarak gelişmeye devam eder. Bu yaklaşım, hem arı sağlığı hem de arıcının sezon planlaması açısından akılcı bir çözümdür.

9. İmkânınız Varsa Arılarınızı Daha Verimli Bir Bölgeye Taşıyın
Sonbahar döneminde doğadaki kaynaklar hızla azalırken, arıların beslenme olanakları da kısıtlanır. Ancak eğer imkanınız varsa, arılarınızı nektar ve polen yönünden daha zengin bir bölgeye taşımak, koloninizin geleceği açısından büyük bir avantaj sağlar.
Bu tür bir yer değişikliği sayesinde arılar, sonbahar boyunca kaliteli besin kaynaklarına ulaşabilir, genç arı nüfusu artar ve koloni kışa çok daha güçlü girer. Aynı zamanda bu güç, bir sonraki sezonun sağlıklı ve verimli geçmesine de doğrudan katkı sağlar.
Unutmayın, güçlü bir koloni kışın değil, sonbaharda hazırlanır. Eğer doğa size yeni bir alan sunuyorsa, arılarınız için bu fırsatı değerlendirmeye değer.

10. Yağmacılığa Karşı Her Zaman Tetikte Olun
Sonbahar, doğada nektarın giderek azaldığı bir dönemdir. Bu durum, arılar arasında rekabeti artırır ve ne yazık ki yağmacılık davranışlarını tetikler. Özellikle zayıf koloniler, diğer güçlü arılar tarafından hedef alınabilir ve bu da ciddi koloni kayıplarına yol açabilir.
Arıcının bu dönemde ekstra dikkatli olması gerekir. Kovan girişlerini daraltmak, açıkta şurup ya da bal bırakmamak, besleme saatlerini dikkatlice ayarlamak gibi basit ama etkili önlemlerle yağmacılığın önüne geçilebilir.
Unutmayın, yağmacılık bir başladığında durdurmak zordur. Bu yüzden en iyi mücadele, yağmacılık başlamadan önce alınan önlemlerdir. Dikkatli ve bilinçli bir arıcı, kolonisini bu tehditten kolayca koruyabilir.
11. Kışa Güçlü Kolonilerle Girin
Sonbaharda yapılacak en kritik hamlelerden biri de zayıf kolonileri belirleyip uygun şekilde birleştirmektir. Çünkü zayıf ve yetersiz arı popülasyonuna sahip koloniler, kışın soğuk ve stresli şartlarına karşı koyamaz. Bu nedenle, arıcılar asla zayıf kolonilerle kışa girmemelidir.
Güçlü bir koloni, hem iç sıcaklığı daha kolay korur hem de hastalıklara ve dış tehditlere karşı daha dirençli olur. Aynı zamanda, ilkbaharda hızlı bir gelişim göstererek sezona avantajlı başlar.
Başarılı ve deneyimli arıcılar bu gerçeği çok iyi bilir ve sezon boyunca kolonilerini güçlü tutmak için çaba gösterir. Unutmayın: Arıcılıkta başarı, güçlü kolonilerle mümkündür.
12. Eskimiş ve Hasarlı Kovanları Mutlaka Yenileyin
Kış mevsimine hazırlanırken sadece arıların değil, içinde yaşadıkları kovanların durumu da büyük önem taşır. Eskimiş, çatlamış ya da nem çeken kovanlar arılar için büyük bir risktir. Özellikle rutubet, kış döneminde arıların en büyük düşmanıdır ve birçok koloni bu yüzden sönmektedir.
Bu nedenle, sonbaharda kovanlar tek tek kontrol edilmeli; izolasyonu zayıf, çürümüş ya da nem geçiren kovanlar mutlaka sağlam ve yalıtımı iyi olanlarla değiştirilmelidir. Sağlıklı bir kovan, hem ısı kaybını önler hem de arıların strese girmeden kışı geçirmesini sağlar.
Unutmayın, sağlam bir evde yaşayan arılar daha dirençli olur. Başarılı bir kışlama süreci için sağlam kovan, sağlam koloni kadar önemlidir.
13. Kovan Örtü Bezi Seçimine Özen Gösterin
Kış aylarında arıların sağlıklı kalabilmesi için yalnızca kovanın dışı değil, iç düzeni ve özellikle örtü bezi seçimi de büyük önem taşır. Kovan içindeki ısı dengesini korumak ve nemin uzaklaştırılmasını sağlamak için nitelikli bir örtü bezi kullanılmalıdır.
Bu noktada şeker çuvalı, hem sıcaklığı muhafaza etmesi hem de nemi çekme özelliğiyle oldukça ideal bir tercihtir. Ancak bazı arıcılar örtü bezi olarak naylon kullanmayı tercih edebiliyor. Naylon, kuru ve sıcak bölgelerde kısmen işe yarasa da nemi içeride tutma riski nedeniyle kışın büyük bir tehlike oluşturabilir.
Unutmayın, kovan içindeki fazla nem arılar için ölümcüldür. Bu nedenle doğru örtü bezi seçimi, koloninizin sağlıklı bir şekilde kışı geçirebilmesi açısından kritik bir detaydır.

14. Peteklerinizi Güveden Korumak İçin Ladin Çırası Kullanın
Sonbahar döneminde hasat edilen boş peteklerin bir kısmı kovan dışı depolarda saklanır. Ancak bu petekler, özellikle balmumu güvesi (Galleria mellonella) için adeta bir ziyafet sofrasıdır. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, peteklerin tamamı kısa sürede güve tahribatına uğrayabilir.
Doğal ve etkili bir çözüm arıyorsanız, ladin çırası tam size göre. Ladin ağacından elde edilen bu reçineli parça, bulunduğu ortamda doğal bir kovucu etkisi yaratır. Petekleri sakladığınız alanda birkaç parça ladin çırası bulundurmanız, güve oluşumunu büyük ölçüde engeller.
Hem kimyasal kullanmadan koruma sağlar hem de geleneksel yöntemlerle arıcılığa devam etmenin huzurunu yaşarsınız. Özellikle doğayla uyumlu yöntemleri tercih eden arıcılar için ladin çırası, vazgeçilmez bir yardımcıdır.
Bol ve bereketli günler geçirmeniz dileğiyle…
Osman ALBAYRAK
artvinaricilik.com