Varroa Hastalığı Nedir ve Nasıl Mücadele Edilir ?

Varroa; arı kolonilerinde ciddi kayıp ve hasarlara yol açan tehlikeli bir hastalıktır. Varroa ile etkin mücadele edilmelidir

Varroa  Hastalığı  Nedir ve Nasıl  Mücadele Edilir ?
varroa tehlikeli bir arı hastalığıdır

Varroa: Arıların Kabusu ve Parazitlerin Kralı!

Varroa, arılar için bir nevi kabus! Kanatlarda kısalık, bacaklarda gariplik, karınlarda ise tuhaf bir küçüklük yaratıyor. Yetmiyor, arılarda güçsüzlük, verim düşüklüğü ve hatta kovanların sönmesine neden oluyor. Kısacası, arıların hayatını altüst eden, bulaşıcı ve oldukça tehlikeli bir arı hastalığı. Üstelik bu minik parazit, bir kovandan diğerine "hop" diye geçebiliyor. Sadece arıların değil, arıcıların da uykusunu kaçıran bir bela!

Varroa'nın Dünya Turu: Hindistan'dan İzmir'e

Varroa paraziti ilk olarak 1904 yılında Hindistan'da ortaya çıkmış. Ancak bizim güzel ülkemize gelmesi 1978 yılına kadar sürmüş ve ilk olarak İzmir çevresindeki kovanlarda görülmeye başlamış. Yani, İzmir’e gelen bu minik terörist, arıların hayatını zorlaştırmaya başlamış bile!

varroa arıya büyük zarar verir

Varroa'nın Verdiği Zararlar: Arıların Vampiri!

Varroa, arıların "hemolenf" adı verilen kan sıvısını emerek beslenir. Bunun sonucunda, yavru arılar tam gelişemez, ergin arılar ise güçsüzleşir ve uçamaz hale gelir. Resmen arılar birer "vampir kurbanı" olur. Huzursuz arılar, çırpınıp dururken, kolonide erkek arı sayısı azalır, ana ve işçi arıların ömrü kısalır. Zaten geriye kalan işçi arılar da küçücük olur. Pupa döneminde ise önemli ölçüde ağırlık kaybı yaşanır.

Eğer gözden çıkan arılara bakarsanız, bazıları kanatsız, kısa karınlı ya da eksik bacaklı olabilir. Tam bir mutant arı kolonisi! İşçi arılar yavrularına bakmakta zorlanır, bu da ana arının yumurtlama kapasitesini düşürür. Gözlerde ölü larvaların artması, kuruyan larvaların Avrupa Yavru Çürüklüğü gibi belirtiler göstermesine neden olur, ama korkmayın! Bu hastalık gibi kokmuyor, kapaklar koyu renkli ve deliklerle dolu ama çökük değil!

Varroa'nın açtığı yaralar, diğer hastalıklara davetiye çıkarır. Zayıf düşen koloniler diğer koloniler tarafından yağmalanır, arılar bazen kışın huzursuzluktan salkım bile yapamazlar. Resmen kaos!

Varroa’dan Korunma Yöntemleri: Savaş Başlasın!

İlaç kullanmak her zaman son çare olmalı, amaç arıları hastalıktan korumak. İşte Varroa ile mücadelede kullanılan birkaç etkili yöntem:

1. Fiziksel Mücadele: Varroa’ya Sıcak Şoku!

Fiziksel mücadele, kovanın sıcaklığını kontrollü bir şekilde artırarak varroaları "terleten" bir yöntemdir. 46°C'ye kadar yükselen sıcaklık, varroaları öldürür ve kovan dip tahtasına düşürür. Tabii bu yöntem herkesin uygulayabileceği kadar kolay değil. Sadece özel yapılmış kovanlar ve paket arılar için geçerli. Yani biraz masraflı, ama kimyasal kullanılmadığı için balda kalıntı derdi yok!

2. Biyolojik Mücadele: Varroa’ya Karşı Stratejik Hamleler

Varroa genellikle erkek arı gözlerine yerleşir. Bu durumu avantaja çevirip kontrollü olarak erkek arı gözleri yaptırılır, ana arı bu gözlere yumurta bırakır. Larvalar kapanınca bu petekler kovandan çıkarılıp imha edilir ya da eritilerek mum yapılır. Hem varroa temizlenir, hem de arılara zarar verilmez. İki iş birden!

3. Kimyasal Mücadele: Akarisidlerin Dansı

Akarisid içeren kimyasal maddelerle yapılan mücadele, dikkat gerektiren bir süreç. İşte bu noktada önemli birkaç ipucu:

  • Testlerden geçmemiş kimyasalları kullanmayın, arılara ve insan sağlığına zarar verebilir.
  • İlaçları doğru dozda ve talimatlara uygun şekilde kullanın.
  • Bal hasadı döneminde ilaç kullanmak yok! Erken ilkbahar ve geç sonbahar en uygun zamanlar.
  • İlaçlama, hava sıcaklığının 14°C'nin üzerinde olduğu günlerde, arılar kovana döndüğünde (tercihen akşam) yapılmalı.
  • Kovanda bölme tahtaları varsa ilaçlama sırasında çıkarın, arılar serbestçe dolaşabilsin.
  • Fumigant şeritler alevli yanmamalı, maske, eldiven ve gözlük takmayı unutmayın!

Bölgesel Mücadele ve Eş Zamanlı İlaçlama

Coğrafi durum ve iklim koşullarına göre, aynı bölgedeki tüm arıcılık alanlarının eş zamanlı olarak ilaçlanması çok önemli. Böylece bölgedeki tüm varroa popülasyonunu kontrol altına almak mümkün olabilir. Eğer bunu ihmal ederseniz, varroalar başka kolonilere hızla yayılır ve verdiğiniz emek boşa gider. Bu yüzden düzenli ilaçlama ve koordineli çalışma çok önemli.

Sonuç: Varroa ile Mücadele Zor Ama İmkânsız Değil!

Varroa hastalığı, arıcılar için büyük bir tehdit. Ancak doğru yöntemlerle ve stratejik bir yaklaşımla bu küçük ama tehlikeli düşmanı alt etmek mümkün. İster biyolojik, ister fiziksel ya da kimyasal mücadeleyi tercih edin, önemli olan arıların sağlığını korumak ve bal üretimini güvence altına almak. Arılarınızın huzuru ve sağlığı için varroa mücadelesini ihmal etmeyin!

Artvin Arıcılık

Osman ALBAYRAK